-->

19 Ekim 2017

Yamuk insanların yamuklukları arasında bir ömür

Öğrencilik hayatının zorlu olduğunu biliyordum ama bu kadar zorlu olabileceğini hiç düşünmemiştim. açıkçası beni ters köşe yaptı diyebilirim. ama zorluklara alışkın bünyem bunu da iplemiyor ve öylesine yaşayıp gidiyor.

İstanbul'daki evimi teslim ettiğim ev arkadaşlarımdan biri olan Harbiyeli Fetö'cü piç, yamuk yaptı ve whatsapp'den "2 güne kadar evden çıkıcam" yazıp, ağzına sıçmama fırsat vermeden ortadan kayboldu. Oysa onunla olan karşılıklı ağız sözleşmemizde "evden çıkmadan 1 ay önce beni haberdar edeceği"ne dair yemin etmişti. Ama şimdi ise dan diye çıktı ve ben göt gibi ortada kalıcam.

Yahudi asıllı Müslüman olan ev arkadaşım ise kirasını ödedikten 3-4 gün sonra "ben kendi başıma eve çıkıcam" diye yazıp, ay sonunda da evden çıkacağını belirttiği için gayet normal ve insani bir iletişimde kalarak konuşmaya devam ettik. Hafta sonuna kadar da yeni tuttuğu eve taşınacakmış. Planı hafta sonunu kendi evinde geçirmekmiş. Bu yüzden "hayrlı olsun, çok sevindim. inşallah çok mutlu, güzel bir evin olur. istanbul'a geldiğimde çayını içmeye gelicem" dedim, "Beklerim" dedi.

Bu yine iyi ve bazen yamuk yapsada, genel olarak sözlerine sadık kalıyor. Ama diğer piç dansöz gibi kıvırıyor da kıvırıyor. Kıvırdıkça ne dediği birbirini tutuyor, ne tuttuğu diğer söylediklerini bağlıyor. Bu hali ise beni deli ediyor. Şimdi de ortadan kayboldu. Ama bir kaç ay sonra istanbul'a döndüğümde eğer olurda onunla karşılaşırsak, gördüğüm yerde tokat manyağı yapmak istiyorum. O derece sinirliyim. Çünkü faturaları da ödememiş. Yani resmen faturalar ve kira derken götüme giren girene. Allahtan biseksüelim de canım fazla yanmıyor. Aksi durumunu düşünsenize! Eğer saf kan heteroseksüel olsaydım, erkekliğimden dolayı yerimde duramaz, ilk uçakla istanbul'a dönüp, onu gördüğüm yerde sikmeye kalkışırdım. Çünkü saf kan heteroseksüel erkeklik bunu gerektirir.

Off sinirlendim iyice ve bu piçlerle uğraşmak da fena yorucu.
Yani oysa insan olsalar ve insanca iletişim kurmaya devam etseler ne olacakki. ama olmuyor. çünkü insan olmanın, sadece iki ayak üzerinde yaşamak demek olduğunu sanıyorlar.

Bu piçlerin beni yarı yolda bırakmalarından 2 saat sonra eski ev arkadaşlarımdan biri olan ve mesleği Fotoğrafçı'lık olanı "kanka senin ev ne oldu, benim önümüzdeki ay kalacak yere ihtiyacım var" diye mesaj attı ve ben de "önümüzdeki ay değil, şimdi bile taşınabilirsin" yazdım. Böyle denk gelmesi güzel oldu, ama yine de bu stress fena yordu beni.
Bakalım inşallah önümüzdeki ay, kazasız belasız bunu da atlatırsam artık ne maceralar yaşıycam.

Öte yandan kendime biraz para buldum. Çünkü geçen yıllarda çalışırken açtığım Bireysel Emeklilik Sigortası aklıma geldi ve hemen bozdurdum. Orda biriken 6.000 TL kadar para ile kredi kartı borcumu, önümüzdeki ay başıma patlayacak ev kirası ve faturaları vs ödedikten sonra, yine açıkta kalıcam ama en azından bir süre rahatlamış olacağım.

Bu bireysel emeklilik hesabını da geçen yıllarda açmış ve her ay cüzi miktarda para yatırıyordum. ama yılın başlarından bu yana işsiz kalınca durdurmuştum ve bu hesabımı da tamamen unutmuşum. Hatta aklımdan bile çıkmıştı.

Geçen gün burda hukuk okuyan arkadaşlarımdan biri olan Karpuzcu ile konuşmalarımızda o "kendime kumbara yapmış, oraya 3-5 kuruş elime geçtikçe atarak biriktiriyordum" dediği anda aklıma benim hesabım geldi ve çaaaat diye bankayla iletişime geçip hesabımı bozdurdum.

bozdurdum bozdurmasına da, bankalar şerefsiz oldukları için, bunca birikimimden kâr olarak bana sadece 250 TL verdiler. Geri kalanı ise farklı bahanelerle kesinti adı altında cukkaladılar. Yine de her şeye rağmen kafam rahatlayacağı için, paramı alıyor oluşumdan dolayı sevinçliyim. (vay be hakkımı aldığım için sevinmek de girdi lügatıma. oysa insan hakkını aldığı için sevinmemeli. çünkü o zaten kendi hakkı!!!)

Neyse, sonuç olarak ise bankalarla çalışmak konusunda şunu söylemek isterim ki; bankaların paranızda gözü var ve bu yüzden onlarda yaptırdığınız veya yaptıracağınız Bireysel Emeklilik Sigortası bi boka yaramıyor. Yani boşuna gidip hesap açtırmayın.
Hatta bankalardaki hesaplar yerine kendi evinizde paranızı her ay biriktirin, hatta her ay çeyrek altın alıp kenara atmak gibi köylü yöntemlerine başvurun daha iyi olur. Çünkü yarın öbür gün kimse sizden, afra tafralarla paranızı almaya, kesinti yapmaya kalkışmıyor. Üstelik birikiminiz de altın olduğu için zamanla daha fazla değerlenmiş oluyor.
Şahsen olurda tekrar toparlanırsam, bu seferki birikim yöntemim bu olacak. Artık bankalara tövbeliyim Kâmil.

Öte yandan hesabımı kapattırmış olsam bile, banka henüz paramı vermedi. Meğer kapattığınızda da, paranızı hemen vermek yerine yaklaşık olarak 1 ay sonra alabiliyorsunuz. Bakalım paramı bana ne zaman verecek. Zaten para elime geçtiği gibi de borçlarımı kapatıp, şöyle sakince arakama yaslanıcam.
Çünkü şu 1 aydır yaşadığım stresi hiç yaşamadım gibi. O neydi ya öyle ben baya kendimi siktim gibi bir duruma girdim.

Bir de çok şükürki, ay başında param bittiğinde dert yandığım bir canım arkadaşım bana para gönderdi de rahatladım. ki ben o aralar sağda solda, mantar gibi türemiş gereksiz vakıfların bursları peşinde koşturduğum için ona da bunu anlatıyordum ve o bana "ben sana burs vereyim" deyip, bana 300 TL ateşledi.
Var ya o 300 TL resmen, bana ilaç gibi geldi. Sanki günlerdir çölde susuz geziyorken, bulunan su gibiydi ve iyice götü başı dağıtmadan toparlandım.
Hem önceki gün KYK Bursu ile Kredisi için başvurular başladı ve dakkasını geçirmeden hemen başvurdum. KYK bursu'da çıkarsa baya götü düzeltmiş olurum.
Ama neyseki şimdi, her şeye rağmen çok daha iyiyim ve derslere odaklanmaya çalışıyorum. Siz nasılsınız, ne yapıyorsunuz?


1 yorum:

  1. Blogunu yıllardır okuyorum ve okumaya devam edeceğim. İşsiz kalmana üzüldüm. Umarım durumun düzelir.... Ülkenin hali malum

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.