-->

30 Eylül 2016

bataklıktaki sinek

Çeçmişimde yaşadığım travmalardan dolayı saplanıp kaldığım ve kim olduğumu, ne olduğumu, neden yaşadığımı yanlış yollardan düşündürterek bana zaman kaybettiren o bataklıktan çıktım. Şu an kendimi; çok hafif ve sanki ilk esecek rüzgâra bindiğim gibi ordan oraya gezip tekrar dönüp gelebilecek kadar güçlü hissediyorum.

Üstüm hala çamur içinde, yıkanmaya ve pislikten arınmaya ihtiyacım var ama henüz o çamurları da daha tam üzerimden atmaya hazır değilim. Belki de pis olmayı seviyorum, yada alışmış olduğum o pislikten kurtulmak için kendimi tam anlamıyla ikna etmem biraz daha zaman alacak, belki de kendimi ikna edecek daha sağlam deliller bulmam lazım.

Durum her ne olursa olsun, ama şu an kendimi çok iyi hissediyorum. Öyle bir iyi hissetmekki; en sakin haliyle etrafa bakınıp duran güzel bir adam olup çıktım.
Oysa eskiden böyle değildim. Hatta cahil cesaretinden başka hiçbir şeyi olmayan zavallının tekiydim.
Evet zavallıydım ve bunu benden başka herkes biliyordu, herkes farkındaydı.

Bataklığa saplanıp kalmış geçmişime rağmen, yani; aynaya sadece bi anlık bakıp kaçan o kimliksiz ve aynaya bakmadığı müddetçe mutlu olan adamın aksine, şimdi aynaya baktığımda gördüğüm mutlu biri var.

Saçlarını seven, kaşlarından utanmayan, eğik ağzıyla dalga geçen,  protez dişlerine rağmen gülümseyen biri oldum çıktım.
Ezik yetiştirilmiş doğulu havamı ve utandırıldığım ilk anda saklanmak için kuytu bir köşe arayan gözlerimi de seviyorum.
Kısa boyumu, eciş bücüş kafamı da seviyorum. Çirkin dahi olsa, beni ben yapan şeylerle barıştım. Sadece bende var olan kusurlarımı sevdikçe, kendime daha çok zaman ayırdığımı ve ayaklarımın beni istediğim yere götürmeye hazır olduklarını fark ettim. Eskiye nazaran şimdi biraz daha güçlüyüm ve bataklıktan çıkıp yol almaya başladım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.