-->

29 Nisan 2012

Oysa biliyorum, alttan alsam hiç yalnız kalmıycam, ama işte sorun burda zaten; hiç kimseyi alttan alamıyorumki =((

Baktım olacağı yok, hayatı; artık iyice saldım çayıra mevlam kayıraya tadında yaşamaya başladım. Nasılsa aşk diye bi bok yok, bulduklarımla da arkadaş oluyorum ve bu sayede sanırım iki ömür yetecek kadar arkadaş biriktirdim. Hepsiyle de tükürük alışverişlerimiz en balgamlısından oldu. Dönüp geriye baktığımda "bazılarıyla, nasıl olmuşda dillerimizi boğazımıza kadar sokmuşuz" diye uzun uzun düşünüp sonuç olarak intihar etmem gerektiği fikrine kapılsamda, bir çoğuyla görüşmeye hala devam ediyorum ve işin kötü tarafı onlarda benimle irtibatı koparmaya niyetli değiller. Neymiş efendim ben iyi biriymişim. Hayyyy sikiyim sizin iyilik anlayışınızı. Lan amcıklar ben iyi biri olmayı ne yapıyım, ben aşık olmak istiyorum aşık!
İyi olmak gece yatağa yalnız girmekten başka hiçbi sike yaramıyor, iyi biri olmak dertlerinizi dinlemekten başka sike derman olmuyor, iyi biri olmak; mutsuzken bile karşındakinin yüzüne gülmek zorunda bırakıp, insanın ammına koyuyor..

Ne olurdu sanki aşık olsak birbirimize ve yatağa girdiğimizde yüzyüze sarılarak uyusak, ne olurdu sanki başımı kolunun altına atıp, koltuk altını koklayarak uyumaya çalışsaydım, haaa ne olurdu? ama yok. siz sadece yarrak istiyorsunuz ve sizin sadece yarrak isteme durumlarınız midemi bulandırıyor..

İşte bu aşk arama, ama arkadaşlığa dönen hallerim yüzünden; eskiden olduğu gibi, bu ara yine geceleri çok sık barlara takılmaya başladım. İlk farkettiğim şey de etrafta gerçekten çirkinlerin artan sayısı oldu. Oysa eskiden gaylar daha bi yakışıklı olurlardı. Şimdi etraf benden bile daha çirkin olanlarla kaynıyor. Oysa ne güzeldi. Ben kendimi iğreti ve oraya ait hissedemezdim. Şimdi ise "hımmm yok lan! ben bunlaran daha yakışıklıyım" havalarında dolanıyorum. Ama tabii gecenin sonunda çirkinler kollarında biriyle çıkıp gidiyor, bense kendi kendime yol alıyorum, o ayrı bi konu.

Sanırım şimdi yalnız çıkıyor oluşum ve hep yalnız kalışımın sebebi yaş aldıkça huysuzlaşmamdan da kaynaklanıyor. Çünkü eskiden tahammül ederdim insanlara. Sebebini bilmediğim yalakalıklarım olurdu. Şimdi ise, koy götüne gitsin diyerekten yaklaşıyorum herkese.
Mesela dün gece takım taklavatı yerinde, üstü başı düzgün, az önce traş olmuş da bara gelmiş havasında biriyle bir iki selamlaştık ve sonra konuşmaya başladık. Özel soruların biri gidip biri gelirken, adam durup dururken bana "sence ne iş yapıyorum" demez mi? Bende bi anda adama "ya uyuşturucu satıcısıın, yada sivil polissin" dedim. Bu bana bi bozuldu bi bozuldu anlatamam. Sonrada bir iki laftan sonra da kalkıp gitti. allahım yani ne yapıyım neysen nesin, mesleğin de işin de, yaşında başında senin olsun. İşte hoş bi adamsın, muhabbetini et gitsin, göt kalkıklığına "sence ben ne iş yapıyorum" diye havalanmaya ne gerek var ki? deee mi ama. yok işte öyle olmuyorlar.
Sonra başka biriyle konuşmaya başladık, bu da böyle laf lafı açtı, muhabbet koyulaştı artık dudaklarımız facebook profil fotoğrafı çekmek istercesine öne doğru uzamaya başlamıştıki demez mi "sevgilin var mı?" bende "yok" dedim, o "neden yokki" bende "sevgililer bende alerji yapıyor, ayaküstü böyle birileriyle tanışıp seviştikten sonra götüne tekme koymak daha güzel" dedim. Bu da bozuldu ve çekti gitti. Hemde nasıl gidiyor varya, sanırım bardan bile çıktı gitti.
Yani işte böyle. Bu aralar hep kızgınım ve soru soranları hep kırıyorum. Gerçi kırmak istediğim için değil, sadece onları çok beğendiğimi saklayamadığım için onların götleri erken kalkıyor, kalkan götlerini indirmek içinde ben de aniden celallenip lafı sokup götlerini indiriyorum. Sonra da eve tek başıma gelip, birilerinin beni sardığını düşümürken osbir çektikten sonra uyuya kalıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.