-->

25 Nisan 2012

İnsan yaş aldıkça daha bi ahmaklaşıyor, hayat daha bir boktan görünmeye başlıyor

İnsan yaş aldıkça bir şeylere daha sıkı sıkı sarılmak istiyor. Hiç olmadık bir yanlışın peşinden ölümüne gitmenin başka bir açıklaması olabilir mi? Değersiz hayatına bir anlam katmak için kocaman bir yanlışa, doğrudur diye tapmanın başka bi açıklaması olabilir mi?

Anlamsız manasız bir hayat düşünsene. Yada boş ver işte, benim yazdıklarımı oku. Düşünmene de gerek kalmaz.siktiri boktan şeyler işte. Güya dolu dolu yaşadığımı söyleyen yorumları da siktir et, onlar ara sıra götümü kaldıran bir iki güzel sözden başka hiç bi sikim değil. Bende işte arada götümü kaldırmak istediğimde gelip o yorumları okuyup, sanki dünyanın en önemli işini yapıyormuş hissine kapılıp kendimi bi bok sanıyorum. Bu sanma olayı da zaten en fazla 1-2 saat sürüyor. sonra bi bakıyorum, ben yine aynıyım, ben yine burnunu karıştırıp çıkan topağı halının üzerine atmak yerine pijamasının cebine atan dangalağın tekiyim.

Çoğu zaman kendimi bir ot gibi hissediyorum. Amaçsız nedensiz, bomboş bir hayat yaşıyorum. Hayır yazdıklarımı okuyup "aaaa bu depresyona girmiş len" deme, aksine gayate sağlıklıyım. Depresyona girdiğim zamanlarda böyle cümleler kuramam, genelde bol küfürler ederim ve hıncımı yüzünüze edemedğim küfürleri gelip burada ederek çıkarmaya çalışırım. Yani anlıycağın; basit'den bile daha basit biriyim.

Biliyor musun, insan büyüdükçe korkaklaşıyor da. Hatta her şeyden korkmaya başlıyor. Hayat ona büyüdükçe ayağını denk almasını öğretiyor. Öyle bir denk alma işiki, aklı en başındayken bile sağını solunu şaşırıyor insan. "Ya bu olursa, ya şöyle olursa, ya böyle olursa" diye diye, paranoyanın dibine, eşşeğin sikine varıyor.

Son zamanlarda kendimi iyi hissetmek için kendimi sevme çalışmalarına ağırlık verdim. Artık aynada inatla yüzüme bakmaya çalışıyorum. Dün en fazla 1 dakika bakabildim. Bu çalışmalarımı sıklaştırıp yüzüme en fazla kaç dakika bakacağımı bulacağım. Sanırım kendimden utandığım için yüzüme bakamıyorum. aslında çirkin olduğum için de olabilir. Ama işte çirkin olmama rağmen biri hatırlatmayıncaya kadar, yada bir aynayla karşılaşmayıncaya kadar çirkinliğimi aklıma bile getirmem. Elimden geldikçe unutmaya, kendimle karşılaşmamaya dikkat ederim.
Ama işte bu aralar biraz inadım tuttu, kendime  baktıkça bakasım tuttu. İnanır mısın kaşlarım bitişik sanıyordum, meğer kaşlarımın arası hafif seyrekmiş. ama öte yandan yüzüm kıl tüy içinde. Ayının işte traş olmuş hali desek tamamdır. allah beni neden çirkin yarattı acaba? Yoksa bu çirkinlikle bile yerimde durmayacağımı bildiğinden dolayı mı yakışıklı yaratmadı?
Bazen bunu cidden, uzun uzun düşündüğüm olur. Bulduğum cevap ise "olm yakışıklı olsam ne olacak, aptalım tekiyim zaten"den başka bir şey olmuyor. Neyse canlarım, allah güzellikten önce akıl fikir versin heppppppimize.

1 yorum:

  1. Yaşlandıkça ahmak olmak değil o hayatın farkına varıyor bir şeyleri öğreniyor olmanın verdiği bilgelikten doğan o sıkıntılı anlar işte. Cahil güler oynarmış da akıllı üzülür ağlarmış ya işte öyle bişi.

    Yakışıklı olup olmamak önemli mi "Gönüller anlaşınca surette kıymet mi olur ?"

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.