-->

30 Mayıs 2011

Denemelik ve üstelik yetmezmiş gibi bide karmakarışık bir hikaye

Bakkal murtaza o gün karısı necmiye'nin sabah namazına kalkarken çıkardığı gürültüyle uyandı. Tek çizgi üzerinde çıkmışlar gibi, düzenli bir şekilde ard arda 3 tane kıl dönmesi bulunan çirkin götünü tavana dönmüş olduğunu farkettiğinde "cehennem çukurunda yatıyorum da farkında değilim" deyip, göbeğini kaşıyaraktan sikini tavana döndürdü. Uykusunu dağıtmaya çalışan karısının yerli yerinde yaptığı hareketlerle, murtazanın uykusu tamamen kaçtı ve "allah allah" nidalarıyla kalkıp tuvalete gitti. Gök gürültüsünden azcık daha sakin bi osuruk, tuvaletin hangi renkte olduğu belli olmayan duvarlarını yalayıp, açık olan pencereden günün ilk ışıklarına doğru yol alırken, murtaza da burnuna gelen kokudan önceki gün yediği ıspanak çorbasını çok tuzlu olduğunu anımsadı.

Çorbayı karısı değil, 3 duvar, bi tavan ve sadece ön camdan oluşan marketine her gün gelip giden, haftada bir tek kangal sucuk karşılığında murtaza'ya götünü ve pörsümüş göğüslerini elleten şaziye yapmıştı. Şaziye mahallenin en sevilen kadınıydı. Zaten niye sevilmesindiki, bu kadar ucuza götünü elleten zor bulunurdu. Herkes şaziyenin orospu olduğunu bildiğinden dolayı kimse onun dedikodusunu yapmıyordu. Çünkü herkesin bildiği sır sır değildi ve bu yüzden olayın çekici bir yanı yoktu. Şaziye'nin kocası Berke tır şöförüydü ve geçen haftadan bu yana uzun bi yola çıkmıştı.

Berke tır şöförlüğünü şaziyeyle evlendikten sonra yapmaya başlamıştı. Uzun yolları seviyordu. Sevmesinin nedeni ise her yolun, onu karısı şaziye'den uzaklara götürmesiydi. Berke 52 yaşına merdiven dayamışken, merdivenin bazı basamakları çatırdıyordu ve o da bu çatırdamaları çoktan duymaya başlamıştı. Bu yüzden  hayattan olabildiğince zevk almaya bakıyor ve yaşayacağı güzel günlerin, kara toprak altında geçireceği sonsuz günlerden daha güzel olacağının farkındaydı. Aslında uzun yolları bir tek şaziye'den uzağa gittiği için sevmiyordu, yanına aldığı muavini yüzünden de seviyordu.

Berke'nin muavini Sefa 22sindeydi. Kara kaşlı, kara kaslı ve kara gözlü. Hafif zayıf ve çelimsiz bedeni, yaşlı ibnelerde tahrik unsuru fazlasıyla etkili bir bomba gibiyken, o da hafif göbekli, hafif kıllı ve hafif şehla bakışlı erkeklerden hoşlanıyordu. Göbek onun için her şeydi. Ne olurduki allah diye isimlendirdiği şu yaratan ona da bi göbek verseydi. Ama yok. İnandığı allah'ı, sefa'ya bi göbeği çok görüyordu ve bu yüzden sefa'ya diğer göbeklere ilgi göstermesini salık vermişti. Sefa annesi necmiye'den nefret ettiği kadar, babası murtazanın göbeği hariç, tüm erkeklerin göbeğinden hoşlanıyordu.

Sefa'nın Berke'nin göbeğine aşık olduğunu, Berke ve Sefa dışında hiç kimse bilmiyordu. Şaziye'nin Murtaza'ya verdiğinden hiç kimsenin haberi yoktu ve Murtazanın karısı, yani Sefa'nın annesi Necmiye'nin, yıllardır Berke'nin karısı Şaziye'ye aşık olduğunu bi tek allah biliyordu.

4 yorum:

  1. yok artık daha neler. bu hikayenin sonunda bütün mahalle aynı yatakta mı uyancak?

    YanıtlaSil
  2. Necmiye Şaziye'ye aşık olmasın lan. O da Berke'ye aşık olsun. Daha ekşın olsun.

    YanıtlaSil
  3. kamyon şoföru "berke", hikayenin tum ciddiyetini (kendi içinde bir ciddiyeti var bence:)) alıp göturdu. berke :)

    YanıtlaSil
  4. @baturaysakin bilmemki

    @Kıreyzigörl yılan rüzgarı filmlerine taş çıkartmaya niyetim yok =))

    @Aybike+t ya sen hikayedeki berke'nin adını salahattin olarak bi daha oku =))

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.