-->

05 Aralık 2010

Sanırım beyin amcıklaması geçiriyorum, sağ salim atlatmam için bana dua edin.

Her tatil sabahı olduğu gibi bu sabahta erken uyandım. Tek farkı dışarda yağmur var ve ishal olmuşum. İshal de o kadar piski, kahkaha atsan altına kaçırıyorsun. Onun için ishal olduğunda ya az gülceksin, yada kahkaha atmak yerine zoraki tebessüm ediceksin. Eee tabi hapşurmaları falan saymıyorum. Hapşurduğun an, olay direkt karakolda bitiyor =Pp Töbe yarabbim sen kimsenin başına ishalken hapşurma olayını yaşatma.Neden öyle diyorum derseniz, başıma gelmişti ordan biliyorum. Hemde askerdeyken, hemde kışın ortasında arazide. Ayyy dur anlatmıycam, çok kötüydü çoook. İshal konusunda demem o ki sakın ola kışın ishal olmayın, ishal olursanız bile sakın üşütmeyin. Hatta göte, göbeğe olduğundan fazla dikkat edin.

Bide dünkü yazıyı kaldırdım, çünkü konu hakkında yazmak için çok acele ettiğimi düşündüm. Zaten gelen teklifde daha hiç bir şey belli değil, bende tuttum heyecandan hemen iş teklifi aldığımı yazıverdim. Üstelik daha kabul etmedim, sadece teklif aldım. Yani daha oturup etraflıca düşünmem, taşınmam lazım. Artıları neler olacak, eksileri neler olacak? bunları düşünüp taşınmalıyım. Birde gerçekten yapabilecek miyim? En önemlisi de bence o...
Evet şu anki işimden daha güzel bi iş teklifi, en azından bi ofisboy olmuycam, en azından bi sorumluluğum olacak, en azından artık kendi kişisel gelişimime odaklanıp, kendimi daha iyi ifade edebileceğim. Ama sadece kişisel gelişim derken, o işin gerektirdiklerini yapabilecek miyim bilmiyorum. Hani bu hissettiklerim kendime olan güvensizliğim değil, sadece kendimi yetersiz buluyorum ve o işin hakkından gelebilirmiyim bilmiyorum. Yani güvensizlik değil, sadece kafa karışıklığı. İşte bu konular beni rahatsız ediyor. Çünkü dediğim gibi ortaokul mezunuyum, ama bana gelen teklif daha donanımlı birinin yapabileceği bir iş.

Bide dünkü yazıyı kaldırmamın nedeni çok fazla ayrıntılara girip yazmış olmamdı. Yazıyı böyle sakin kafayla okuyunca hiç bi bok anlamadım. Hani tüm yazılarım öyle ama, bu sefer o anki heyecanla yazdığım için olduğundan daha çok karışıktı. Resmen savaşmıştım sanki. Bide dedim ya, daha kabul etmemişim, ama tutup yazıyorum buda yanlışımdı. Acele etmek yerine önce taşlar bi güzel yerine otursun, ne nedir? Ne, ne oluyor bi bakalım ondan sonra etraflıca yazarım. Ama şimdi yazmamın yanlış olduğu sonucuna vardım ve kaldırdım.

Bide artık hayatımda bir şeyler yoluna girsin istiyorum. Hani cebimde doğru dürüst para olmuyor, etrafımda elini tutup yanağıma götüreceğim kimsem yok, yapayalnızım ve yalnızlığımı cinsel tercihlerime yönlendirip sürekli birileriyle bu açığımı kapatmak istediğimin farkındayım. Ama ne yapıyım elimde değil. İşte bu ara bunları farkediyorum. Sürekli birileriyle yat kalk, yat kalk, yat kalk. Nereye kadar yatıp kalkcam ammına koyım. Hayatım hep böylemi sürecek. Bıktım valla, zaten eğlenmek için yaptığım zamanları geride bıraktığımı farkettim. Çünkü artık yaptıklarım eğlenmekten çok, alışkanlığa döndü benim için ve bende alışkanlıklardan nefret eden biriyim. O yüzden bi çok şeye dur demenin zamanı geldi. Önce bi güzel kendime geleyim, neler oluyor bitiyor tam farkına varayım sonra yine aynı bokları yerim, ama dediğim gibi önce kendime gelmem şart. Zaten böyle asosyal, sünepe, kendi kabuğunda yaşayan bi tip olup çıkmışım. Hayatım sadece barlardan tanıştığım insanlar ve netten yazıştıklarım arasında geçiyor. Iyyy yazarken bile kendimden iğrendim.

Yaşım da ilerliyor oldum 26. Daha nereye kadar böyle lay lay lom yaşayıp gidicem ki? Hani lay lay lom bile değil benim yaşamım, sadece anlık ezik pis kahkahalar o kadar.  Hem kendimce böyle dünyayı sikine takmadan ne zamana kadar yaşıycam. Hadi bi kaç yıl daha güzel güzel, dünyayı siklemeden yaşadım diyelim, ya yaşım 30 olduğunda ne yapcam? O zaman da böyle ofisboy olarak mı hayatıma devam edicem? Artık hayatı ciddiye almanın zamanı geldi de geçiyor. Yaşım 30 olduğunda yine böyle kırık bi çekyatta talim olmak istemiyorum. Belki o zaman şu anki halimden daha kötü bi durumda olabilirim, ama en azından bugün elimde bi fırsat varken bunu değerlendirmeliyim diye düşünüyorum.

Bide yalnızlığımdan her kaçmak istediğimde, sürekli hatta neredeyse günlük olarak buraya yazdım ya, belki artık eskisi gibi çok sık yazmayabilirim. Çünkü cidden bazı şeyleri sırf, yanlızlığımdan kaçmak için, hatta bazen sırf buraya yazmak için yaşadığımı farkettim. Sonuçta benim için onları yaşamak bir sorun değildi, iki ağlayıp sızladım mı olay bitiyordu, bide göt gibi açıkta kalcağımı bile bile yaşıyordum. Çünkü ibneliğin diğer adıdır döneklik. Evet farkındayım biraz sapıkça geldi, ama sırf yazmak için gidip bir şeyler yaşamadım değil. Çünkü merak o kadar pis bir şeyki, gidermeden yerinde duramıyorsun. Üstelik deneyimlerini yazdığın böyle bi yer oluncada işin eğlence boyutu had safhaya ulaşıyor. Yani farklı bir şey, yada ben anlatamadım. Neyse işte deli falan, yada psikolojik hastalıklı da diyebilirsiniz bana. Ama hepsinin toplamında kendime dönüp baktığımda fazlasıyla yorulduğumu farkettim ve bu böyle olmuyor. Onun için yazmak yerine, durup belki bol bol okumaya karar verdim. Bilmiyorum işte kafam karma karışık. Şimdilik bu kararım; dönüp baktığımda karşımda güzel bi karar gibi duruyor. Bu kararımın arkasında durmaya çalışacağım.

11 yorum:

  1. doğrudur,bir süre sonra yaşarken bloga malzeme çıkarmaya çabaladığını farkediyor insan.
    ve not: bloga 28ocağa kadar yazmama,facebook adreslerimi kapama,ve nete eskisi kadar çok girmeyip birazda gözümü açarak en iyi şeyi yaptığımı düşünüyorum ;)

    YanıtlaSil
  2. @Çizer evet yahu, hani yaşamış olduklarını yazmak sorun değil, ama yazmak için yaşamaya kalkışmak ve sonrasında durmadan yazmaktan rahatsızlık duymaya başladım. Hatta bunu o anlarda pek farketmiyordum, istediğim öyle yaşamak sanıyordum ama öyle değilmiş, işte yavaş yavaş farkına varıyorum. Sanırım yazmak başlı başına bir hastalık ve ben bunu hastalıklı olduğum için yapmak istemiyorum.

    YanıtlaSil
  3. yazının başında çok güldüm gerçekten :)
    devamına gelince,bence çok güzel noktalara değinmişsin,çok iyi düşünmüşsün her konuda.

    "Çünkü artık yaptıklarım eğlenmekten çok, alışkanlığa döndü benim için ve bende alışkanlıklardan nefret eden biriyim." çok güzel bi tespit.herkes kendini bu kadar da kolay eleştiremez zaten.
    kısacası yazını bi çırpıda okudum ve boş bi yazı değil.sevdim:)

    YanıtlaSil
  4. yazmak hastalık,yazdıklarını izleyenlerine beğendirmeye çabalamak ayrı bir hastalık.ben bir süre yorum yapılmasını bu yüzden kapamıştım çünkü bir süre sonra iyice sarıyor ve ben kendi tarzımda yazmıyorum onların sevdiği şekilde yazmaya çabalarken buluyorum kendimi.
    ama yazmaya biraz mola verdim ya şimdi,yeni yazılarımda bunu yapmayıp özüme döneceğim,blogun amacı bu zaten

    YanıtlaSil
  5. Sen bi dur, bi kendine gel. Deli çıkıcaksın olum sonunda. Git kendine adam gibi birini bul, seni öpsün kafanı sevsin. Gülümsesin falan. Sonra sen de o sevginin gazıyla güzel işler yap. Bence olay budur. [Sadece beynimi yedim. Artık vize çalışmak istemiyorum!]

    YanıtlaSil
  6. :) beyin amcıklaşması :D:D senin şu tabirlerine bayılıyorum yaw hayat erkeği.

    ama şahsen kendi durumuna bakıp iş olayını değerlendirmemek yanlış olur. nede olsa genele bakarsak bir çok insan hak etmediği yerlerde çalışıyor. devlet binaları çalışmayan memurlar koltuklarından vaz geçmeyen yöneticilerle dolu. hepsini şuan aklından geçen küfürlerle saygılarımı iletiyorum (okkalı bir küfür edersin onlara:)) ve işe başladığında kendini yetiştirirsin bunuda biliyorum bir yazında bundan bahsetmiştin çünkü...

    herşey bir sıçramadır derdi çok değerli bir arkadaşım. hayat önüne bir fırsat verir ve değerlendirdiğinde hiç olmadığın bir yere gelirmişsin. şuan gerçektende çok iyi bir yerde çalışıyor bende öyle bakıyorum :))

    blogda belki doğru belki yanlış bir şey yazmışsın. "yanlızlığımdan kaçmak için, hatta bazen sırf buraya yazmak için yaşadığımı farkettim" bazı insanlar sadece yazdığını düşünür. ama okuyup bunlardan ders çıkaranlarda bizler oluyoruz:) bende blogumda anlatmak için garip bir şey yapmıştım. hoş şimdi bundan utanır oldum :) neyse demek istediğim yazmak için yaşamak tabiiki senin dediğin gibi yanlış. ama paylaştığınız deneyimleri okumak ve nelerin yapılmayacağını gözlemlemek bize düştüğü için bir ikileme giriyor insan. biliyorum çok uzun bir yorum oldu. ama biraz soluklan ve dinlen. tabiiki kalk yaşamaya devam et gibi saçma bir tavsiyede bulunulmaz. o senin kararın çünkü.

    doğru kararı vericeksin :))

    sevgilerle...

    YanıtlaSil
  7. dua aramızdaki en esaslı bağ,hele gıyaben yapılanı ise ne güzel..

    YanıtlaSil
  8. Okuduklarıma üzüldüm hayat erkeği.
    kendini vererek yazıyorsun ve bunun sonucunda da fazla vaktini ayırdığın için bu şekilde hissediyor olabilirsin. Ama netice itibarıyla ortaya güzel şeyler çıkartıyorsun bence
    Yazmaya devam etmeni isterim

    YanıtlaSil
  9. @Jove ^_^ tenks

    @Çizer @Kıreyzi Görl haklısın, sakinleşmek banada iyi geldi. Koştura koştura yazmak yerine sakin sakin

    @Serhat senin yerine onlara orspuçocukları diyorum =)

    @Nesimi sana kalp yaptım ♥

    @Eşcinsel sil gözyaşlarını bak geri geldim =)

    YanıtlaSil
  10. Ishal olayi bomba ya- hapsurursan karakolda biter :D @beartislava

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.